KANSER İSTATİSTİKLERİ
Kalp damar hastalıklarından sonra hem Dünya’da hem de ülkemizde ikinci ölüm sebebi kanserdir. Kanser hastalığına yakalanan her 3 kişiden biri kurtarılamamaktadır. Kanserli hasta listesine Türkiye’de her yıl yaklaşık 180 bin kişi ekleniyor. Her yıl kanser ve kansere bağlı sebeplerle kaybımız 75 bin kişiyi buluyor.

KANSERLİ HASTALARI KAYBETME SEBEPLERİ
Tedavi aşamasında, kemoterapi ve radyoterapi sürecinde ya da sonrasında tekrar nüksetme sebepleri ile kanser hastalarını kaybedebiliyoruz.
Özellikle kemoterapi tedavisi sırasında enfeksiyonlarla çok sık karşılaşılabiliyor.
Kemoterapi, kemik iliğine baskı yapabiliyor, vücudun bağışıklık sistemini olumsuz etkileyebiliyor.
Bağışıklık sistemi çok zayıfladığı için enfeksiyon riski çok yükseliyor. Özellikle çok yüksek dirençli olan hastane enfeksiyonu en tehlikeli etkenlerden biridir.
Kemoterapi süresi içinde kanın pıhtılaşmasını sağlayan trombosit hücrelerinin sayısı düşerse hasta kanamadan dolayı da kaybedilebiliyor.

KANSER VÜCUDUN KENDİ HÜCRESİDİR
Kanser vücuda dışarıdan gelmez, kanserli hücre vücudun kendi hücresidir. Normal olan bir hücrenin genetik yapısı bozuluyor, bozulan hücre hızla bölünerek çoğalmaya başlıyor, başka yerlere sıçrayarak çoğalmaya devam ediyor. Örneğin midede çıkan kanser yakın dokulara, yakın organlara da sıçrıyor. Buna invazyon denir. Kanser sadece yakın organlara değil damarlar yolu ile vücudun herhangi bir noktasına da sıçrayabiliyor.

KİLO KAYBINA DİKKAT !
Kanser hücresi çok aç bir hücredir. Sadece şekeri değil proteini de diğer yapı taşları ve amino asitleri de yoğun bir şekilde kendine çekiyor, vücudu aç bırakıyor. Bu sebeple kanser hastalarında halsizlik, yorgunluk ve kilo kaybı görülür.
Eğer 1 ay gibi bir sürede kilonuzun yüzde 10’unu kaybettiyseniz bunun diyetle ya da beslenme ile ilgisi olmayabilir.

VÜCUT KANSERLE NASIL SAVAŞIR?
Kanserli hücre vücudun kendi hücresi olduğu için vücudun bu hücrelerle savaşı çok zordur. Bir başka kişinin kanser hücresini bir başka kişiye nakletseniz, yabancı hücre anında algılanır ve yok edilir. Ama kendi hücreniz kanserli olduğunda bağışıklık sisteminin onunla mücadelesi çok zor olur.

BAĞIŞIKLIK SİSTEMİNİN GÜÇLÜ OLMASI ŞART
Kanser tedavisinde en önemli etken bağışıklık sistemidir. Eğer bağışıklık sistemimiz zayıflarsa her birimiz kanser olabiliriz. Aslında her gün kanserli hücreler herkesin vücudunda ortaya çıkar ama bağışıklık sistemi bunları yok eder. Bağışıklık sistemi zayıf olanların kanser hastalığına yakalanma ihtimali çok yüksektir.

KEMOTERAPİNİN OLUMSUZ ETKİLERİ
Kemoterapi kanser tedavisinde yoğun şekilde kullanılır. Kemoterapi sadece kanserli hücreleri bulup yok etmez, vücudun diğer hücrelerini de kısmen ya da tamamen etkiler, vücudun savunma sistemi de bundan olumsuz etkilenir. Mide bulantısı, kusma, yaralar, saç dökülmeleri ve böbrek hasarları kemoterapinin yan etkilerindendir.

FİTOTERAPİNİN KANSERDEKİ ROLÜ
Fitoterapi birçok hastalıkta olduğu gibi kanser tedavisinde de etkili sonuçlar vermektedir. Bazı şifalı bitkilerin vücutla çok güzel uyumu vardır. Bazı tıbbi bitkiler bir yandan kanserli hücreleri öldürürken, diğer yandan bağışıklık sistemini güçlendirir.

KEMOTERAPİ İLE FİTOTERAPİ BİR ARADA OLUR MU?

Tıbbi bitkiler Sağlık Bakanlığı’ndan yetki almış bir doktor tarafından önerildiği taktirde yani bilinçli bir şekilde kullanıldığı taktirde çok güzel sonuçlar verebilmektedir.
Bugün birçok doktor bitkisel çalışmaların kemoterapi-radyoterapi ile birlikte kullanılmasında sakınca görmemektedir.
Zira fitoterapi dünya genelinde kendini ispatlamış bir bilim dalıdır, kanser hastalarında alınan başarılı sonuçlar tıp camiasında heyecanla karşılanmaktadır.
Fitoterapi sadece kanserle mücadelede değil kemoterapi-radyoterapinin yan etkilerini azaltmada ve kemoterapi-radyoterapinin etkinliğini artırmakta da faydalıdır.
Birçok üniversite çalışmalarını bu yöne kaydırmıştır.
Örnek olarak radyoterapi ile birlikte yaban mersininin kullanılmasının radyoterapinin etkisini % 70 artırdığını ortaya koymuştur.

FİTOTERAPİNİN YAN ETKİSİ VAR MIDIR?

Kemoterapi ve radyoterapinin ağır yan etkilerine kıyasla fitoterapinin yan etkileri yok denecek kadar azdır. Uzman bir doktor tarafından önerilen fitoterapi çalışmaları 11 yaşındaki çocuklarda bile olumsuz bir etki yapmayacak şekilde formülize edilir. Buna rağmen bazı hastalarda alerjik reaksiyonlar ve kabızlık gibi etkiler görülebilmektedir. Bunları fitoterapi uzmanınızla paylaşmanızı öneririz.

FİTOTERAPİ BİLİMSEL BİR YÖNTEM MİDİR?

Fitoterapi Uzak Doğu’da 1 asırdır, Batı ülkelerinde 30 yıldır, Türkiye’de ise 2014 yılından bu yana bilimsel bir tedavi yöntemi olarak kabul edilmiştir.
Sağlık Bakanlığı’nın kurduğu GETAT (Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Uygulamaları Daire Başkanlığı) bu anlamda başarılı çalışmalara imza atmaktadır.

DR. HAKAN ÖZKUL

Hastalarını İstanbul Florya’daki muayenehanesinde ağırlayan Dr. Hakan Özkul, hastalıkların bitkisel tedavi yani Fitoterapi ile iyileşmesine yönelik çalışmalarına devam etmektedir.
Dr. Hakan Özkul kanser başta olmak üzere birçok ağır rahatsızlıkta güzel sonuçlar almakta, bu sonuçlar tıp dünyasında heyecan ve taktirle karşılanmaktadır.

Dr. Hakan Özkul randevu hattı: 0850 433 39 30
Dr. Hakan Özkul Whatsapp hattı: 0530 061 25 84
www.sifasokagi.com